Dudak damak yarıklı bebekler sadece kozmetik bir soruna sahip değillerdir. Bu nedenle dudak damak yarıklı bebeklerin mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmeleri gerekir.
Dudak yarıklı, damak yarıklı ve hem damak hem dudak yarıklı bebeklerde tedavi süreci farklı şekillerde ilerler.
Hem yarıkların şekli, sayısı hem de bebeğin genel sağlık durumu dudak damak yarıklı bebeklerin tedavi planlamasında etkilidir.
Sadece dudak yarıklı bebekler ile dudak damak ya da damak yarıklı bebeklerin ameliyat gereksinimlerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
İleri Yaşlarda Ciddi Sağlık Sorunları Gündeme Gelebilir
Dudak yarıklı bebeklerde sorunun kozmetik olduğu düşüncesi yaygındır ancak dudak damak yarıklı bebeklerde ilerleyen dönemlerde ciddi diş sorunları olabileceği unutulmamalıdır.
Az miktardaki dudak yarıklarının zamanla kapanacağı ve çok rahatsız etmeyecek bir kozmetik soruna dönüşebileceği düşüncesi yanlıştır.
Özellikle diş kemerinde eksiklik olması durumunda çok ciddi diş sorunları meydana gelebileceği unutulmamalıdır.
Tedavi edilmeyen dudak yarıkları çocukların ciddi diş sorunlarına sahip olmalarının yanı sıra akran zorbalığına maruz kalmalarına da neden olabilir.
Hem diş bozuklukları ve bu bozukluklara bağlı ortodonti tedavi gereksinimlerinde yapılacak tedavi planlarının zorlayıcı olması hem de akran zorbalığı tedaviyi zorunlu hale getirir.
Damak yarıklarında ameliyat, çocuklarda işitme konuşma fonksiyonlarında bozukluklar meydana gelmemesi adına mutlaka yapılmalıdır. Tedavi edilmeyen damak yarıkları ilerleyen dönemlerde çocuklarda konuşma ve işitme sorunlarına yol açar.
Yetişkinlik döneminde tedavi edilmeyen damak yarıklarına bağlı akciğer kapasitesinde azalma meydana gelir.
Damak yarığı sebebiyle nefes alıp verme esnasında hava giriş çıkışı çok rahat olduğundan burun içerisinde konka olarak adlandırılan yapılar büyüme eğilimi gösterir ve bu da solunum problemlerine neden olur.
Cerrahi Tedavi Tek Seçenek
Dudak damak yarıklı bebeklerin tedavisinden cerrahi tek seçenektir. Hem dudak hem de damak bölgesindeki yarıkların doğru şekilde kapatılması gerekir. Bunun için de bebeğin durumuna göre planlanan bir cerrahi müdahale yapılır.
Ameliyat sonrasında çocuğun gelişimi takip edilir, belirli aralıklar ile kontrolleri yapılır ve gerekli görülmesi halinde tekrar cerrahi planlama yapılabilir.
Dudak damak yarıklı bebekler sağlıklı bebekler olsalar da kaliteli ve konforlu bir hayata sahip olabilmeleri için mutlaka zamanında tedavi edilmeleri gerekir.
Tedavi süreci, ameliyat sonrası bakım ve diğer tüm detaylar için sorularınızı burada bulabilirsiniz.
Dudak onarımı ameliyatı yaklaşık 1.5-2 saat, damak onarımı 2-3 saat sürer. Çift taraflı yarıklarda veya kompleks vakalarda süre uzayabilir. Ameliyat genel anestezi altında yapılır ve bebeğiniz ameliyat sırasında hiçbir şey hissetmez.
Dudak ameliyatı sonrası genellikle 1 gece, damak ameliyatı sonrası 1-2 gece hastanede kalınır. Bu sürede bebeğinizin beslenmesi, ağrı kontrolü ve genel durumu yakından izlenir. Sorunsuz iyileşme durumunda taburcu olursunuz.
Dudak ve damak yarığı ameliyatının sonrasında gözle görülür bir yara izi oluşacaktır. Özellikle ameliyatın hemen ardından yara izinde renk değişimleri ve şişkinlik görülebilir. Fakat çocukken yapılan ameliyatlarda büyüdükçe yara izi daha az belirgin hale gelebilir. Ayrıca çeşitli yara izi tedavileri ile de yara izinin görünürlüğü azaltılabilir.
Dudak damak yarıklarının kendi kendilerini onarmaları mümkün değildir. Dokuların birleştirilmesi için mutlaka ameliyat gereklidir.
Dudak ve damak yarıkları bazı bireylerde konuşma bozukluklarına sebep olabilir. Ameliyat öncesinde konuşma bozukluğu yaşamayan kişilerde de ameliyat sonrası konuşma bozukluğu görülebilir. Dudak ve damak yarığı ameliyatı olmuş yaklaşık beş kişiden birinde konuşma problemleri görülmektedir. Fakat konuşma terapileri sayesinde bu sorunun önüne geçilebilir.
Tam yarıklar genellikle anne karnında doktor tarafından belirlenebilir. Fakat tam olmayan yarıklar emme refleksinde bozuklukla anlaşılabilir.
Dudak ve damak yarıkları kendiliğinden iyileşemez. Cerrahi bir girişim gereklidir.
Dudak yarığı doğuştan kaynaklanan bir problemdir. Doğuştan kaynaklanan rahatsızlıkların tedavi edilmesi gerekebilir. Dudak yıllıklarının oluşmasında bebeklerin problem yaşayabildiği pek çok alan vardır. Bebekler anne sütü emmekte zorluk çekebilirler. Bebeklerinin günlük yaşamlarında zorluk çekmemelerini isteyen ebeveynler gerekli tedavi yöntemlerinin uygulanmasını ister.
Yapılan her ameliyatın belirli risk faktörleri vardır. Risk faktörleri göz önünde bulundurularak tedavi yöntemlerini tercih etmek gerekir. Ameliyat bilgili hekimler tarafından gerçekleştirilirse olumlu sonuç verir. Doğru yöntemlerin kullanılmasıyla ameliyat başarılı geçer. Ameliyattan sonraki dönemde de hastanın doğru bir biçimde takibinin gerçekleştirilmesi gerekir. Yarık dudak ameliyatı esnasında fazla kanama, enfeksiyon gibi riskler vardır. Ameliyat ortamının steril olması enfeksiyon riskini azaltır.
Yapılan operasyonlarda kesi atılır. Atılan kesiklerden sonra dikiş işlemleri yapılır. Gelişen teknoloji ile birlikte dikiş atma hususlarında da iz miktarında azalmalar görmek mümkündür. Fakat izler tamamıyla kaybolmaz. Yarık dudak ameliyatı, yüz bölgesine uygulanır. Yüzün deri yapısı hassastır. Hassas cilt yapılarında ameliyat izleri görülebilir. Yarık dudağın onarılmasında çeşitli işlemler gerçekleştirildiği için hafif derece de olsa iz kalır. İz giderici kremlerin kullanılmasıyla izin görünürlüğünü azaltmak mümkün olur.
Damak yarığı hamileliğin 13. haftasında ultrasonografi aracılıyla anlaşılabilir. Fakat her yarık anne karnında belirlenemez.
Çok değerli anneler, babalar, aileler…
Üzerinde uzun süredir çalıştığım, benzerleri ülkemizde ve diğer ülkelerde de mevcut olan, aile rehberinin bu kısa şeklini, gerek yurtiçi gerek yurtdışı yirmi yılı bulan deneyimim ile harmanlayarak, sizlere önünüzdeki uzun yolda bir nebze olsun arkadaşlık eder, soru veya sorunlarınıza yanıt olur umudu ile hazırladım. Uğraş ve ilgi alanımda bana büyük motivasyon kaynağı olan siz ailelere ve onların çok değerli dudak-damak yarıklı bebeklerine/çocuklarına yardımcı olması dileği ile…
Prof. Dr. Hakan Ağır