Damak yarığı ameliyatı sonrasında en sık rastlanılan komplikasyonlardan biri de damakta açılma (oronasal fistül) meydana gelmesidir. Oronasal fistülün ana belirtileri arasında yemeğin geri akması ya da seste hipernazalite yer alır. Damak yarığı ameliyatı esnasında meydana gelen gerilim, vasküler kazalar ya da enfeksiyon, fistülün oluşumuna neden olabilmektedir. Açılma fistül, genellikle damağın ön bölümü olan sert kısmında ya da arka tarafa doğru sert bölümden yumuşak bölüme geçiş kısmında meydana gelir. Fistülün tedavisi, bulunduğu yere, büyüklüğe ve oluşum şekline göre farklılık gösterir. Fistül ameliyatı sonrasında tekrar fistül oluşum oranı, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir.
Vaskülarize Nedir?
Vaskülarizasyon, dokunun kan damarlarıyla zenginleştirilmesi sürecini ifade eder. Bu süreç, özellikle cerrahi müdahaleler ve doku onarımı sırasında hayati öneme sahiptir. Vaskülarize olmuş dokular, daha iyi kan dolaşımına sahip oldukları için oksijen ve besin maddelerinin taşınmasında daha etkilidirler. Bu, ameliyat sonrası iyileşme sürecini hızlandırır ve enfeksiyon riskini azaltır.
Fistül ameliyatları ve damak yarığı tedavisi gibi cerrahi işlemler sırasında, dokunun iyi vaskülarize olması, doku onarımının ve yenilenmesinin temelini oluşturur. İyi vaskülarize edilmiş dokular, cerrahi müdahalelerin başarısını artırır ve tekrarlayan komplikasyon riskini azaltır. Flep kullanımı, vaskülarizasyonun önemli bir yönüdür. Flepler, kendi kan dolaşımına sahip dokulardır ve ameliyat edilen bölgeye taşındığında, yeni yerlerinde de kan dolaşımını sürdürmeye devam ederler. Bu, ameliyat bölgesindeki iyileşmeyi destekler ve doku onarımını teşvik eder.
Fistül Ameliyatı
Damak yarığı ameliyatı sonrasında meydana gelen fistül, ameliyat ile kapatılabilir. Kapatma ameliyatı, ilk ameliyattan en az 6 ay sonra gerçekleştirilir. Tedavi için, fistülün büyüklüğü ve oluştuğu bölge kadar, etrafındaki yara dokusu da önemlidir. Fistül genelde iki katman ile kapatılır; her iki tabaka da iyi bir şekilde vaskülarize olmuş dokuya sahip olmalı ve dikiş ile gerilmemelidir. Bazı durumlarda bu kapatılma üç katman ile gerçekleştirilir. Bu gibi durumlarda orta katmanda kıkırdak, kemik ve hücresiz cilt dokusu gibi yapılar kullanılır. Bu dokulara flep adı verilir. Küçük fistüller tek bir flep ile kapatılırken, bazı durumlarda mukoperisteal flep ve hinge flep gibi iki farklı flep kullanılır.
Ameliyat Sonrasında Tekrar Fistül Meydana Gelir mi?
Ameliyat sonrasında fistül oluşum riski, çeşitli faktörlere göre değişiklik gösterir. Tek katmanlı kapatma sonrasında tekrar fistül görülme oranı yaklaşık %40 civarındadır. Bu nedenle tek katmanlı işlemler genellikle tercih edilmez. Sert damakta meydana gelen fistüllerin, damağın bu kısmının yeniden yapılmasıyla kapatıldığı durumlarda, tekrar fistül oluşum olasılığı %5 civarındadır. Sert damak ile yumuşak damağın geçiş bölgesinde meydana gelen fistüllerde ise tekrarlama riski neredeyse yoktur. Bunun en büyük nedenlerinden biri, burada meydana gelen açıklıkların ağız mukozası flepleri ile kapatılmasıdır.