Dudak damak yarıklarının tedavi sürecinin en temelinde cerrahi müdahale yer almaktadır. Operasyon sonrası iyileşme sürecinin konforlu olmasını sağlayacak, operasyonun başarı oranını arttıracak ve bebeğin yaşam kalitesini yükseltecek bakım gereksinimlerinin yerine getirilmesi önemlidir.
Dudak ve damak yarığı ameliyatları sonrasında bakım gereksinimleri farklılaşabilir. Bu nedenle her iki ameliyat sonrasında bakım gereksinimlerinin mutlaka doğru yerine getirilmesi, sürece dair mutlaka hekim önerilerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Dudak Yarığı Ameliyatı Sonrası Bakım Önerileri
Operasyondan sonra beslenme için biberon kullanımı önerilmez. Beslenme için kaşık, damlalık gibi araçlar tercih edilmelidir. Biberonla beslenmeye operasyonun ilk haftasından sonra, doktorun da onayı ile geçilebilir. Dudak yarığı ameliyatı olan bebeklerin 2-3 saatte bir beslenmesi, ameliyat sonrasında ilk gün berrak diyet olarak adlandırıldığımız su, anne sütü, sulandırılmış mama gibi besinlerin bebeğe verilmesi önerilir.
Operasyondan sonraki ilk hafta;
Sulandırılmış biberon maması,
Ayran,
Asistsiz meyve suları,
İlk ay muhallebi,
Püre haline getirilmiş besinler tüketilmesi önerilir.
Ameliyat sonrasında bebekte yetersiz sıvı alımına bağlı dehidrasyon oluşumu gözlemlenmeli ve dehidrasyon düşünülüyorsa mutlaka hekime bilgi verilmelidir. Operasyon sonrasında bebeklere soğuk buhar verilmesi de bebeğin rahatlamasına yardımcı olur.
Damak Yarığı Ameliyatı Sonrası Bakım Önerileri
Damak yarığı ameliyatı sonrasında beslenme süreci dudak yarığı ameliyatı ile benzerdir. Bu noktada operasyonu yapan hekimin yönlendirmelerinin de mutlaka dikkate alınması gerekir. Bu operasyondan sonra da dehidrasyon riski gündeme gelebildiği çin bebek yakından takip edilmelidir.
Soğuk su buharı bebeğin rahatlamasına yardımcı olacağı için bebek uyurken kullanılabilir. Damak yarığı ameliyatında ağız içerisindeki dikişler 1 – 1.5 ay içerisinde düşer. Dikişler düşünceye kadar bölgenin düzenli olarak temizlenmesi gerekir. Bebeğe su içirilerek ağzın temizlenmesi sağlanabilir. Dikişler üzerinde gıda birikimi önlenerek ağız kokusu ve bakteri üretimi önlenebilir.
Damak yarığı ameliyatı sonrasında açılma ihtimali olduğu bilinmektedir. Günümüzde gelişmiş teknolojiler ile uzmanlar tarafından gerçekleştirilen operasyonlar da bile açılma ihtimalinin sıfır olacağını söylemek gerçekçi bir yaklaşım değildir.
Damak yarığı ameliyatı sonrası açılmaya sebebiyet verecek belirli durumlar vardır. Tedavi planlaması yapılırken ihtimallerin göz önünde bulundurulması iyileşme süreci açısından çok değerli olsa da bazı fizyolojik durumlara bağlı olarak açılma meydana gelmesi olağan karşılanmaktadır.
Damak Yarığı Ameliyatı Sonrası Açılma Neden Olur?
Damak yarığı ameliyatlarında hekim uzmanlığı ve doğru tedavi planlaması çok büyük bir öneme sahiptir. Ancak bazı fizyolojik unsurlara bağlı olarak açılma meydana gelmesi önlenemeyebilir.
Yarığın çok geniş olması, bölge anatomisindeki beslenme sorunları, bebeğin ameliyat sonrası duruma uyum sağlamakta zorlanması, enfeksiyon gibi sebeplerle damakta açılma meydana gelebilir.
Damakta meydana gelen açılma, fistül olarak ifade edilir. Açılma yumuşak damakta, sert damakta ya da her iki damakta da olabilir.
Fistül Tedavisi
Ameliyat sonrası açılmanın yerine ve şekline bağlı olarak tedavi planlaması yapılmaktadır. Açılma sert damakta ve çok büyük olmadığı takdirde genellikle kendi kendine kapanması beklenir ve müdahale edilmez. Bu açıklıklar 3 – 4 yaş aralığına kadar kapanabileceği için takip edilir.
Takip sürecinde beslenme veya konuşma ile alakalı sorunlar gündeme geliyorsa ameliyat gündeme gelir. Herhangi bir sorun gündeme gelmediyse ve geçen sürede de tam kapanma olmadıysa müdahale edilmesi gerekir. Sert damakta açılmanın boyutu büyükse, kendiliğinden kapanma ihtimali düşükse fistül ameliyatı yapılmaktadır.
Yumuşak damakta meydana gelen açılmaların ise mutlaka operasyon ile düzeltilmesi gerekir. Çünkü yumuşak damakta meydana gelen açılma beslenme ve konuşmanın bozulması anlamına gelir ki bu da gelişme çağında istenmeyen bir durumdur. Bu operasyon damak yarığı operasyonundan 3 – 6 ay sonra yapılmalıdır.
Fistül ameliyatı sonrasında tekrar açılmanın meydana gelmemesi için iki katman ile kapatılma tercih edilmektedir. Tek katmanlı kapatma ameliyatı sonrasında açılmanın yani fistülün tekrar görülme oranı %40 civarındadır.
Fistül ameliyatlarında bu yüksek oran sebebi ile tek katmanlı işlemlerden çoğunlukla kaçınılmaktadır.
Damak yarıklı bebeklerde konuşma ve beslenme sorunları görülmesi normaldir. Yapılan ameliyat sonrasında da sorunların ortadan kalkması beklenir. Damak yarıklı bebeklerde ameliyat sonrası beslenme sorunlarının ortadan kalkması bebeğin biberona veya kaşığa alışması ile gerçekleşir. Ancak konuşma sorunlarının ortadan kalkması için hem operasyonun zamanında yapılması hem de doğru şartlar altında gerçekleştirilmesi gerekir. Yarık damak doğru zamanda ve şekilde tedavi edilmediği takdirde bebek 2 yaşına geldiği zaman konuşma sorunları başlar. Yarık düzgün bir şekilde kapatılmalı, kaslar düzgün bir şekilde onarılmalıdır. Aksi takdirde konuşma bozuklukları meydana gelir.
Damak Yarıklı Bebeklerin Tedavisi ve Tedavi Sonrası Konuşma Süreci
Damak yarığı tedavisi görmüş birçok çocuğun konuşması normal ya da normale çok yakındır. Damağın doğru bir şekilde çalışması konuşma gelişiminde son derece önemlidir. Damak yarığı tedavisinde hedef, ağız tavanındaki açıklığı kapatmak, yumuşak damaktaki kasları düzenlemek ve konuşma sırasında boğazın arkasına ve yanlarına sıkıca kampanası için damağın kaslı bölümünü mümkün olduğunca uzatmaktır.
Damak yarığı tedavisi sonrasında konuşmada belirli bir gelişme meydana gelmektedir. Ancak tedavi son derece başarılı olsa da damak yarığı tedavisi olan her 4 çocuktan 1’inde iki yaşından sonra konuşma bozuklukları görülebilmektedir. Bu konuşma bozukluklarının şiddeti ise değişiklik göstermektedir. Hafif bozukluklarda çocuğu ailesi ve çevresi anlayabilmektedir ancak kimi zaman bazı kelimeleri tekrarlamaları gerekebilmektedir. Konuşma bozukluğunun ileri olduğu evrelerde ise çocuğun söylediği çoğunlukla anlaşılamamaktadır. Bu gibi durumlarda konuşma terapisi devreye girer. Ancak ileri evre bozukluklarda bazen terapi de yardımcı olmamaktadır. Bu süreç sonunda bir düzelme elde edilemediğinde yeniden bir ameliyat yapmak gerekebilir. Özellikle okul çağına gelmiş çocukların öğretmenleri ve arkadaşları tarafından rahatça anlaşılması gerekmektedir.
Bebekler Ne Zaman Konuşur?
Bebeklerin konuşma gelişimi, her çocukta farklılık gösterir. Ancak, çoğu bebek ilk kelimelerini yaklaşık olarak 12 ay civarında söylemeye başlar. Basit kelimeler ve sesler çıkarmak 6-9 ay arasında görülürken, 18-24 aylık dönemde kelime dağarcıkları hızla genişler. Bebeklerin konuşma yetenekleri, onların sosyal etkileşimleri, duydukları dil miktarı ve kalitesi ve bireysel gelişim hızlarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Damak yarıklı bebeklerde ise konuşma gelişimi, tedavi ve erken müdahale ile desteklenmelidir.
Damak Yarıklı Bebeklerle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Damak yarığı nedir? Damak yarığı, doğumdan itibaren damakta (ağzın üst kısmında) bir veya birden fazla açıklık bulunması durumudur.
Damak yarığı neden oluşur? Damak yarığı, genellikle genetik faktörler ve çevresel etkilerin kombinasyonu sonucu hamileliğin erken dönemlerinde oluşur.
Damak yarığı tedavisi ne zaman yapılmalıdır? Damak yarığı tedavisi, çocuğun genel sağlık durumuna bağlı olarak genellikle ilk 12-18 ay içinde gerçekleştirilir.
Damak yarığı ameliyatı sonrası iyileşme süresi ne kadardır? İyileşme süreci bireye göre değişiklik gösterse de, çoğu çocuk ameliyat sonrası birkaç hafta içinde önemli ölçüde iyileşme gösterir.
Damak yarıklı bebekler nasıl beslenmelidir? Damak yarıklı bebekler, özel biberonlar ve beslenme teknikleri kullanılarak beslenebilir. Bu yöntemler, beslenme sırasında sıvının burna kaçmasını önlemeye yardımcı olur.
Damak yarığı olan bebeklerde konuşma gelişimi nasıl desteklenir? Erken yaşta konuşma terapisi, konuşma gelişimini desteklemek ve olası bozuklukları düzeltmek için önemlidir.
Damak yarığı ile ilgili en yaygın konuşma sorunları nelerdir? Burundan gelen ses, anlaşılması güç konuşma ve kelime tekrarı damak yarığı olan çocuklarda görülen yaygın sorunlardır.
Damak yarığı olan bir çocuğa ne zaman konuşma terapisi başlamalı? Konuşma terapisi, çocuk konuşmaya başladığında veya konuşma gelişiminde bir gecikme gözlemlendiğinde mümkün olan en erken zamanda başlamalıdır.
Damak yarığı ameliyatı sonrası konuşma terapisi her çocuk için gerekli midir? Evet, çoğu durumda, damak yarığı ameliyatı geçiren çocuklar için konuşma terapisi önerilir.
Damak yarığı olan bir çocuğun ebeveyni olarak nasıl destek olabilirim? Çocuğunuzu düzenli tıbbi ve terapi randevularına götürmek, evde önerilen konuşma egzersizlerini yapmak ve sabırlı ve destekleyici olmak önemlidir.
Dudak yarığı ameliyatı sonrasında çekme yaşanma ihtimali olsa da bu durumu engelleyebilmek adına yapılması gerekenlere özen göstermek riski minimize eder. Çekme olmaması için özellikle iyileşme sürecinde çok dikkat edilmesi gerekir.
Dudak Yarığı Sonrası Çekme
Dudak yarığı ameliyatı sonrası çekme bebeğin genetik yapısı, dudak yarığının şiddetine ve operasyon sonrasındaki iyileşme sürecine göre değişkenlik gösterir. Tüm şartlar optimum düzeyde sağlansa da operasyon sonrasında çekme mutlaka gerçekleşir sadece şiddeti farklılaşır. Dudak yarığı ameliyatının yapıldığı bölgede iyileşmeye bağlı olarak meydana gelen sertleşme çekmeye de neden olur. Bu operasyondan sonra çekme ilk 3 ay boyunca oldukça yüksek düzeydedir. Dudak yarığının şiddetli veya tek taraflı olması da çekmenin şiddetinin artmasına neden olur.
Ameliyat Sonrası Çekme Nasıl Düzeltilir?
Dudak yarığı ameliyatı sonrası meydana gelen çekmenin düzeltilebilmesi için yara izi jeli uygulamasının düzenli yapılması ve gerekli durumlarda masaj yapılması önerilmektedir. Ameliyat sonrası iyileşme sağlandıkça bölgede yumuşama meydana gelir. Yumuşamanın başlaması ile çekmenin şiddeti azalmaya başlar. Dudak yarığı ameliyatları sonrasında 6. aydan itibaren çekmenin büyük oranda düzelmesi beklenir. İyileşme sürecinde önerilen bakım uygulamaları doğru yapıldığı takdirde çekmenin %90 oranında düzelmesi, izlerin de silikleşmesi beklenir. Dudak yarığı ameliyatı sonrasında çekmenin tamamen düzelme oranı oldukça yüksek olduğu için düzelme ameliyatına ihtiyaç da azalmaktadır. Bu operasyonu olan bebeklerin ilkokul çağına geldiklerinde çekme kaynaklı düzeltme operasyona ihtiyaç duyma oranları 0’a yakındır. Dudak yarığı operasyonuna bağlı çekme meydana geldiği zaman sabırlı olmak ve tam iyileşmenin gerçekleşmesini beklemek gerekir. Operasyon sonrası iyileşme sağlandıktan sonra çekmenin düzelmesi gerçekleşir.
1,5 yıldır devam eden pandemi süreci dünya genelinde hayatın olağan akışıyla ilgili çok ciddi değişimlere neden oldu. Bu dönemde pandamı sebebiyle pek çok planlı operasyon ertelenmek zorunda kalmıştır. Ancak dudak damak yarıkları ameliyatı gibi zamana karşı yarışın söz konusu olduğu operasyonlarda uzun süreli erteleme mümkün olmamaktadır. Pandamı sürecinde dudak damak yarıkları ameliyatlarının devamlılığının sağlanması için dünyanın her yerinde farklı önlemler alınması ve operasyonların ne olursa olsun yapılması gerekliliği sonucuna varılmıştır.
Önlemler ile Sorunsuz Operasyonlar Mümkün
Uzun süreli ertelemenin operasyonun sonuçlarına etki edeceği durumlardan birisi olan dudak damak yarıklarına doğru zamanda mutlaka müdahale edilmelidir. Bu nedenle de operasyonun bademi koşullarında, tüm önlemlerin alınarak yapılması doğru karardır.
Operasyon zamanlarının gecikmesine izin vermeden ancak pandemi koşulları gereğince zaman esnekliği sağlayacak şekilde operasyon planlamalarında esnek davranabilmek de önemli. Pandamı sürecinde dudak damak yarıkları ameliyatlarında alınan önlemler hem bizlerin hem de değerli hastalarımızın korunmasını esas alacak şekilde planlanmaktadır.
Operasyonlara katılan ekipler başta olmak üzere hastaların ve hasta yakınlarının temas ettiği tüm çalışanların üst düzey önlemlerle çalışma hayatlarına devam etmeleri önceliklidir. Bu sayede sürece dahil olan herkesin covid19’dan korunmasını sağlamak mümkün olmaktadır. Pandemi döneminde gerçekleştirilen 150’den fazla ameliyatta herhangi bir bulaş yaşanmamış olması da alınan önlemlerin doğruluğunun bir göstergesi.
Pandemi Önlemleri Neler?
Pandemi sürecinde sorunsuz bir şekilde operasyonları gerçekleştirmek ve bulaş riskini minimize etmek için gerekli önlemlerin alınması elzemdir.
Operasyonun yapıldığı ameliyathaneler zaten ameliyat koşulları gereğince düzenli olarak dezenfekte ediliyor olsa da pandemi döneminde covid19 önlemleri kapsamında bu işlemlerin daha sıklaştırılması gerekmektedir. Operasyona katılan ekiplerin hasta ile yakın teması söz konusu olduğu için mutlaka koruyucu giysilerin ve ekipmanların, hem tek kullanımlık cerrahi maskelerin hem de uzun süreli kullanıma izin veren maskelerin etkili bir şekilde kullanılması önemlidir.
Operasyon esnasında alınan önlemlerin dışında operasyon öncesi ve sonrası süreçte hasta ve hasta yakınları ile temas eden herkesin gerekli önlemleri alması, klinikte sosyal mesafe kurallarının eksiksiz bir şekilde uygulanması da pandemi dönemi operasyonlarında bulaş riskini azaltmak için dikkat edilmesi gerekenler arasında yer almaktadır.
Deri kanseri, her kanser türünde olduğu gibi erken teşhisi çok önemli olan bir hastalıktır. Fark edilmesi zor olduğu için özellikle risk altında olan kişilerin çok daha dikkatli olması gerekir. Deri kanseri belirtileri ve tedavileri hakkında Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Ağır ile konuştuk.
Deri Kanseri Nedir?
Deri kanseri, deri hücrelerinin anormal büyümesi ile meydana gelmektedir ve genellikle cildin güneşe maruz kalmasıyla olmaktadır. Deri kanserinin bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom ve melanoma olmak üzere üç ana türü bulunmaktadır. Ultraviyole ışığa maruz kalmak cilt kanseri riskini arttırmaktadır. Her ne kadar yüz, dudak, kulak, ense, göğüs, kol ya da el gibi güneşe maruz kalan yerlerde meydana gelse de nadir olarak avuç içi, parmak ya da ayak tırnağı altında da deri kanseri görülebilmektedir. Her cilt renginden insanda deri kanseri meydana gelebilmektedir. Ancak koyu tenli insanlarda melanoma genellikle avuç içi gibi güneşe çok maruz kalmayan yerlerde görülmektedir.
Deri Kanseri Belirtileri
Bazal hücreli karsinom genellikle yüz ve ense bölgesinde yani güneş ışığına maruz kalan yerlerde görülmektedir. Ayrıca en sık karşılaşılan deri kanseri türüdür. İnci ya da sedef benzeri mumlu kabarıklık ya da kahverengi lezyon şeklinde görülmektedir. Skuamöz hücreli karsinom ise yüz, kulak ve el bölgesinde sıkça görülmektedir. Koyu ten rengine sahip kişilerde ise güneşe maruz kalmayan yerlerde de oluşabilmektedir.
Skuamöz hücreli karsinom sert ve kırmızı bir nokta ya da yüzeyi pullanmış ya da kabuklanmış bir lezyon olarak görülmektedir. Melanoma ise vücudun herhangi bir yerinde meydana gelebildiği gibi bir cilt lekesi de zamanla kanserleşebilmektedir. Erkeklerde yüz ya da bel bölgesinde daha sıkça görülürken kadınlardın ayaklarında sık sık görülmektedir. Genellikle kahverengi ya da koyu renkli noktalar şeklindedir. Mevcut lekede renk, boyut ya da his değişikliği de lekenin kanserleştiğinin bir belirtisidir. Ayrıca düzensiz şekle sahip kırmızı, pembe, beyaz, mavi ya da koyu mavi renginde küçük lezyonlar, kaşınan ya da yanan acılı lezyonlar, ağız, burun, vajina ya da anüs çizgisinde meydana gelen mukuslu yapılar da melanoma belirtileri arasında yer almaktadır.
Deri Kanseri Tedavi Yöntemleri
Deri kanserinin farklı türleri olması nedeniyle aynı zamanda farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Ayrıca boyutu, derinliği, lokasyonu ve oluşturduğu lezyonlara göre de tedavi yöntemi değişmektedir. Sadece cildin yüzeyini etkileyen küçük kanserli hücreler bazı durumlarda biyopsi ile tamamen temizlenebilmektedir.
Deri kanserinde kullanılan en yaygın yöntem kesi ile hücrenin alınmasıdır. Yaygın olarak tercih edilmesinin bir diğer nedeni de hemen hemen her cilt kanserinde uygulanmasıdır. Bazı durumlarda tümörü çevreleyen sağlıklı deri de ekstra olarak alınabilmektedir. Ancak büyük alana yayılmış ve tedavisi zor olan ya da tekrarlayan durumlarda Mohs ameliyatı tercih edilmektedir. Bu yöntem genellikle burun gibi olabildiğince az derinin etkilenmesinin gerektiği alanlarda tercih edilmektedir. Ayrıca hem bazal hem de skuamöz hücreli karsinomun görüldüğü durumlarda da Mohs ameliyatı yapılmaktadır.